| Temel Çeviriler |
| shine⇒ vi | (be bright) | parlamak, parıldamak, ışık saçmak geçişsiz f. |
| | | parıldamak, ışıldamak geçişsiz f. |
| | The sun is really shining today. |
| | Güneş bugün gerçekten ışık saçıyor (or: parlıyor). |
| | Heyecanla hikayesini anlatırken mavi gözleri gururla parıldıyordu (or: ışıldıyordu). |
shine [sth] on [sth/sb],
shine [sth] at [sth/sb]⇒ vtr | (direct light) (ışık) | bir yere çevirmek, bir yere doğru çevirmek f. |
| | Shine the light on the corner. |
| | Işığı köşeye doğru çevir. |
| shine⇒ vi | figurative (person: excel) | parlamak, kendini göstermek geçişsiz f. |
| | | çok başarılı olmak geçişsiz f. |
| | She will shine in the competition. |
| | Yarışmada parlayacak (or: kendini gösterecek). |
| | Ailesi yıl sonu sınavlarında çok başarılı olmasını bekliyor. |
| shine at [sth] vi + prep | informal, figurative (excel at [sth]) (bir konuda) | çok başarılı olmak, sivrilmek geçişsiz f. |
| | He's not good at explaining it, but he really shines at mathematics. |
| shine with [sth] vi + prep | figurative (face: beam) (yüz, vb.) | parlamak geçişsiz f. |
| | His face will shine with excitement when he opens the gift package. |
| shine [sth]⇒ vtr | (polish) | cilalamak geçişli f. |
| | I hate having to shine the silverware. |
| shine n | (bright reflective quality) | parlaklık i. |
| | | parıltı i. |
| | She polished the silver candlesticks to a dazzling shine. |