glancing

From the verb glance: (⇒ conjugate)
glancing is: ⓘClick the infinitive to see all available inflections: v pres p

Temel Çeviriler
İngilizce		Türkçe
glancing adj	(deflected)	yönü değişmiş, yönünden sapmış s.
	The baseball struck Jack's elbow a glancing blow.
glancing adj	(sidelong, sideways)	yana kayan s.
		yandan olan s.
	Nina gave a last, glancing look at her old house before leaving.

Temel Çeviriler
İngilizce		Türkçe
glance n	(glimpse)	bakış i.
		göz atma i.
	He had a glance at the newspaper headline.
	Gazete başlıklarını bir bakışta okudu.
glance⇒ vi	(look)	bakmak f.
	She couldn't help glancing towards the clock every five minutes.
	Beş dakikada bir saatine bakmaktan kendini alamadı.
glance at [sth/sb] vi + prep	(look quickly at)	bakış atmak geçişsiz f.
		bakışmak geçişsiz f.
	Mark kept glancing at the door to see if his date had arrived.
	We glanced at each other discreetly.
glance up vi + adv	(look briefly upwards)	yukarıya bakmak geçişsiz f.
	The soccer player glanced up before crossing the ball into the penalty area.
glance down vi + adv	(look briefly downwards)	aşağıya bakmak geçişsiz f.
	Sarah glanced down at the contents of her plate.
glance off [sth] vi + prep	(be deflected by)	sıyırmak, sıyırıp geçmek f.
	The shot glanced off a defender and went into the goal.
glance back vi + adv	(look briefly behind)	arkasına bakmak geçişsiz f.
		dönüp bakmak geçişsiz f.
	As she walked away, she glanced back to see if he was still there.

Ek Çeviriler
İngilizce		Türkçe
glance n	(deflection)	sıyırma, sıyırıp geçme, sıyırış i.
	The glance resulted in a score for the opponents.
glance n	archaic (gleam)	pırıltı, ışıltı, parıltı i.
	There was a glance of light from her diamond ring.
glance vi	(flash)	parıldamak, parlamak geçişsiz f.
	She waved her ring so the light would glance off it.
glance [sth]⇒ vtr	(deflect) (top, vb.)	sektirmek geçişli f.
		saptırmak, yönünü değiştirmek f.
	He glanced the ball to the boundary.

Bileşik Şekiller: glance \| ~~glancing~~
İngilizce		Türkçe
at a glance adv	(with one quick look)	ilk bakışta z.
		bir bakışta z.
	I could tell at a glance that the children had done something naughty while I'd been out of the room.
at a glance adv	figurative (quickly, rapidly) (mecazlı)	hemen z.
		çabucak z.
at first glance expr	(initially)	başlangıçta z.
		ilk bakışta z.
	It was a good plan at first glance, but later we realized it was a dud.

'glancing' bu girdilerde da bulundu:

İngilizce tanımda:

glancing' sözcüğü/sözcükleri ile ilgili forum tartışmaları:

Go to Preferences page and choose from different actions for taps or mouse clicks.

Reklamlar

Reklamlar

Uygunsuz bir reklamı rapor et.
WordReference.com WORD OF THE DAY GET THE DAILY EMAIL!

Siteyi reklamsız görüntülemek için WordReference Destekçisi olun.