Çevrimiçi Dil Sözlükleri

yerel

Temel Çeviriler
Türkçe		İngilizce
yerel		local

Önemli bir şeyler mi eksik? Hata bildirin ya da geliştirme önerin.

Temel Çeviriler
İngilizce		Türkçe
local adj	(localized, of a place)	semt s.
		yerel, mahalli, yöresel s.
	The local drug store is two blocks away.
	Semt eczanesi iki sokak ötededir.
	Bu işle mahalli idare ilgilenmektedir.
provincial adj	figurative (local, of a province)	yerel, bölgesel s.
	We live only a few miles from the provincial capital.
regional adj	(local, of an area)	yerel, yöresel, bölgesel s.
	He's a manager at one of the regional development agencies.
localized, also UK: localised adj	(topical, restricted to an area)	yerelleştirilmiş s.
		yerel s.
		bölgesel s.
		lokal s.
	The patient's pain was localized to the knee joint.
neighborhood (US), neighbourhood (UK) n as adj	(local)	mahalli, yerel s.
		çevredeki, civardaki, civarda bulunan s.
	The neighborhood cats come to our door all the time.

Önemli bir şeyler mi eksik? Hata bildirin ya da geliştirme önerin.

Ek Çeviriler
İngilizce		Türkçe
home n as adj	(of, from your own country)	vatana ait s.
		yerel s.
		vatan, yurt isim s.
	When we travel abroad, it's good to find a home newspaper from time to time.

Önemli bir şeyler mi eksik? Hata bildirin ya da geliştirme önerin.

Bileşik Şekiller:
İngilizce		Türkçe
bylaw, byelaw, by-law, bye-law n	UK (local authority law)	yerel yasa i.
	Local bylaws require pavements to be shovelled after large snows.
cacique n	(government: local political boss) (siyaset)	yerel başkan i.
corporation n	UK (local authority)	yerel makam i.
		kurum i.
		müessese i.
local call n	(short-distance phone call)	şehir içi konuşma, şehir içi telefon görüşmesi, yerel telefon konuşması i.
	He borrowed our telephone but made a local call, so there will be no extra charge.
local people npl	(residents of a given area)	yöre sakinleri çoğ. i.
		yerel halk i.
	The local people are very friendly to visitors.
local time n	(time in a particular zone)	yerel saat, mahalli saat i.
	The plane should land at 4am local time.
	He phoned from Africa at midnight local time; that's 6 p.m. here.
locale n	(local area)	yerel bölge i.
		yöre i.
	I'm tired of Chicago weather; I'm moving to a warmer locale.
locally adv	(within a particular area)	yerel olarak, mahalli olarak z.
		bölgesel olarak, yöresel olarak z.
	This is a city train; it only runs locally.
municipal adj	(government: local)	yerel (hükümet/idare) s.
	The municipal government passed a law protecting the city parks.
municipality n	(local authority)	yerel idare/yönetim i.
	The municipality started to prosecute drug users.
regionals npl	(sport: regional competition) (spor)	yerel müsabakalar çoğ i

Önemli bir şeyler mi eksik? Hata bildirin ya da geliştirme önerin.

yerel' sözcüğü/sözcükleri ile ilgili forum tartışmaları:

• Go to Preferences page and choose from different actions for taps or mouse clicks.

"yerel" için Google Çeviri'nin tercümesine göz atabilirsiniz.

Diğer dillerde: İspanyolca | Fransızca | Portekizce | İtalyanca | Almanca | Hollandaca | İsveççe | Polonyaca | Romence | Çekçe | Yunanca | Çince | Japonca | Korece | Arapça