WordReference English-Turkish Dictionary © 2025:

Temel Çeviriler
Türkçeİngilizce
ahlak morals
  manners
  Önemli bir şeyler mi eksik? Hata bildirin ya da geliştirme önerin.

WordReference English-Turkish Dictionary © 2025:

Sözlüğün diğer tarafından eşleşen girdiler
Temel Çeviriler
İngilizceTürkçe
character n (moral quality)ahlak i.
  haslet i.
 The character of my employees is important to me.
  Önemli bir şeyler mi eksik? Hata bildirin ya da geliştirme önerin.
Bileşik Şekiller:
İngilizceTürkçe
amoral adj (lacking moral sense)ahlak dışı, amoral s.
brigade n figurative, pejorative (group on moral crusade) (mecazlı, aşağılayıcı)(ahlâk polisliği yapan) grup, ekip i.
 My dad is always moaning about the "politically correct brigade."
depravity n (immorality, corruption)ahlâksızlık, ahlâk bozukluğu i.
  doğru yoldan sapma i.
  yozlaşma i.
 It was shocking to learn that such a respected man was capable of such depravity.
didactic adj (person: moralizing) (kişi)ahlâk öğreten, ahlâk dersi veren s.
 Her didactic manner at family dinners soon became a bore.
ethic n (moral principle, belief)ahlâk kuralı i.
 In accordance with this ethic, we should all give away our wealth.
ethics npl (society: moral code)ahlâk kuralları çoğ i
ethics npl (personal morals)(kişisel) ahlâk prensipleri çoğ i
ethics n (study of morals)ahlâk bilimi, etik i.
high-minded adj (morally principled)ahlaklı, yüksek ahlak değerlerine sahip s.
 The politician is respected for his high-minded attempts to combat online bullying.
morals npl (principles of right and wrong)ahlak kuralları çoğ. i.
  adap i.
 Ian has proved that he has no morals at all.
moralist n (sb preachy) (mecazlı)ahlak bekçisi i.
  ahlakçı i.
 Teachers should be educators, not moralists.
morality n (virtue)ahlâk, ahlâklılık i.
 He is the personification of morality and rectitude.
morally adv (in moral terms)ahlâk bakımından, ahlâken, ahlâksal açıdan z.
 Kant believed that telling a lie is never morally justified.
offensive adj (morally repugnant)(ahlâk bakımından) kötü, çirkin, iğrenç s.
 The broadcaster apologized for his offensive remarks.
principle n often plural (moral tenet)prensip i.
  ahlâk i.
 So, you got your girlfriend pregnant and then left her? Don't you have any principles?!
righteousness n (morality, virtue)erdem, fazilet i.
  ahlâk, ahlâklılık i.
 The church works to instil righteousness in young children.
sinful adj (act: wicked, immoral) (hareket, davranış)ahlâksız, ahlâk dışı, ayıp s.
  çok kötü/fena s.
  haince, şeytanca s.
 Lying to your parents is a sinful thing to do.
skank n pejorative, informal, US (sleazy person)ahlak yoksunu i.
 Those boys are all skanks! I'd avoid them if I were you.
squalid adj figurative (morally repulsive)(ahlâk bakımından) rezil, iğrenç s.
 I've met some squalid politicians before but you beat them all.
unethical adj (immoral)ahlâksız, ahlâk dışı, ahlâka aykırı s.
 Many vegetarians consider killing animals for food unethical.
unfairly adv (unethically)ahlâk dışı olarak, ahlâksızca z.
 Some employers unfairly refuse to hire people from ethnic minorities.
vice n uncountable (moral wrong)ahlâksızlık, ahlâk bozukluğu i.
 Some people fear that modern society is full of vice.
Vice n uncountable (police unit) (polis)ahlâk masası i.
 Some officers from Vice interviewed the sex worker.
  Önemli bir şeyler mi eksik? Hata bildirin ya da geliştirme önerin.

ahlak' sözcüğü/sözcükleri ile ilgili forum tartışmaları:

  • Go to Preferences page and choose from different actions for taps or mouse clicks.
"ahlak" için Google Çeviri'nin tercümesine göz atabilirsiniz.

Diğer dillerde: İspanyolca | Fransızca | Portekizce | İtalyanca | Almanca | Hollandaca | İsveççe | Polonyaca | Romence | Çekçe | Yunanca | Çince | Japonca | Korece | Arapça

Reklamlar
Reklamlar
Uygunsuz bir reklamı rapor et.
WordReference.com
WORD OF THE DAY
GET THE DAILY EMAIL!